Author: Mine
•8.3.09
Konusunu hiç bilmeden izlediğim The Wrestler’de profesyonel bir güreşçi olan Ray’ın yaşamı belgesel tadında verilmiş
Başrol oyuncusu Mickey Rourke. (Maalesef 9,5 Hafta’da kendine hayran bıraktıran yakışıklılık tamamen gitmiş (Fiziksel güzellik geçicidir lafına uygun düşüyor bu durum) 50’li yaşlarında olmasına rağmen onun bu kadar göçmüş olması sanırım biraz serseri hayatına, biraz yaptığı boksa bağlı. Tabi sonra dağılan yüzünü teslim ettiği cerrahlara… Zaten film başladığında yüzünü görmüyoruz, kamera arkadan onu takip ediyor.)
Bence yönetmen Aranofsky çok iyi bir seçim yapmış başrolü ona vermekle. Sanki kendi hayatını oynamış Mickey. Son maç öncesi yaptığı konuşmayı film için mi yapmış yoksa gerçek hayatını mı özetlemiş yorum size kalmış. Beni en çok etkileyen sahneler kasap dükkanında elini kesme sahnesi, vücudundan tel zımbaların çıkarılışı (geri dönüş olarak verilmeseydi ben o maç sonrası ölür derdim) ve final sahnesiydi.
Filmde Mickey Rourke dışında bir striptizciyi canlandıran Marisa Tomei’de çok iyiydi. Sadece striptizci demek doğru olmaz. Sorumluluk sahibi bir bekar anne ve iyi bir dosttu.Güreş nedeniyle ailesini, kızını, sağlığını kısacası hayatındaki her şeyi bir yana itmiş ‘loser’ Ray’in en yakınındaki insandı.

Hiç sulandırılmamış, hiç abartılmamış karekterlerle The Wresler bence güzel bir dramdı. Dövüş sahnelerine tahammül edebilirim diyenlere tavsiye ederim.

Filmin final şarkısı Bruce Springsteen’den…
|
This entry was posted on 8.3.09 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.