Author: Mine
•16.2.09
Düşler

*Bazen, tüm dünyayı kurtarabileceğimizi düşünürüz, elimizden gelen çok şey olmaz ama yine de moral bozukluğuna bire birdir.....






İyimser
*Bazen yaşam öyle ağır gelir ki insana, ancak pembe gözlüklerle katlanılabilir, uçmak isteyene deli denmesi de cabası.....






Görece

*Bazen kendimizi kandırırız, buna gereksinimimiz de vardır aslında, çevremiz de bize anlayışlı yaklaşır, belki de uğraşmak istemez.....





Sınırlar

*Bazen ne söylersek söyleyelim, karşımızdakinin sınırları bizi sınırlar, uzaylı muamelesi görürüz.....




İkna

*Bazen aklımıza gelen doğruları tam söyleyecekken, türlü etmenler ve eskimeyen yöntemlerle bundan vazgeçeriz, belki de ikna ediliriz......



Önyargı

*Bazen gerçekler o kadar nettir, o kadar gözümüze girer ki, ancak biz daha önyargımızı aşamamışızdır ve fırsat kaçmıştır.....




Uğur
*Bazen, bazı şeyleri hiç öyle düşünmemişizdir, biri kalıpların dışında bir şey söyleyince yaratıcılık bu deyip, şapka çıkarırız......





Fırsat

*Bazen yanı başımızdaki fırsatları, sahip olduğumuz güzellikleri görmeyiz, illa biri mi anımsatmalı?.....






Yetenek

*Bazen ne kadar yetenekli olursak olalım, elimizdeki malzeme, bulunduğumuz ortam bir yere kadarsa, biz ne yapabiliriz ki?......




Merak

*Bazen sırf insani bir merak uğruna pazarlamacıların tuzağına düşeriz, para verip almak tatlı gelir.....




Heves

*Bazen ne olduğumuza/olmadığı-mıza bakmadan yanlış şeylere heves ederiz, sonuç şu olur ; heveslendiğimizle kalırız, bir de hayal kırıklığı.....




Terfi

*Bazen kendinizi bir halt zannedersiniz, bir şey olduğunuzu düşünürsünüz ama sonuçta ineksinizdir....





İçgüdü

*Bazen kim ne derse desin standardımızın dışına çıkamayız. Standart bir içgüdümüz varsa suç bizim mi?.....





Görüntü

*Bazen her şey o kadar doğal gelir ki insana, senin için dünya o açıdan öyle görünür.Kim ne diyebilir ki?



NOT: Bu karikatürler mail olarak geldi. Teşekkürler Çağdaş!








Author: Mine
•16.2.09


Sevgili Bekriya doğrudan, Sevgili Çilek’te dolaylı olarak beni ödüllendirmişler. Çok teşekkür ederim.
Ara ara sıkılıp yazmasam da veya detaylı düşünüp iş yazmaya gelince postu birkaç cümleyle sınırlandırsam da bu ödül beni çok mutlu etti.
Aslına bakarsanız blog yazarı olmanın bence en güzel yanı, kurulan arkadaşlıklar. Bu sayede tanıştığım herkese de teşekkür ederim.
Gelelim benim seçimlerime…Okuduğum her blog bence bu ödüle değer. Ancak sadece 7 tane seçmem gerekiyormuş. Ben de seçtim.

A Cup of Caffein

Arta Kalan Zamanda

Asortik Krep

Hedikli Ev

Mavimantar

Sanemcetamin

Yaban

Ödül verme sırası onlarda artık!
Author: Mine
•14.2.09



Not: Rastlantı eseri gördüğüm bu videoyu eklemeden yapamadım.
Author: Mine
•14.2.09
Bugun 14 Şubat yani Sevgililer Günü. Neredeyse bir haftadır hangi radyoyu açsam aşk şarkıları duymaktan, her yerin kırmızı kalplerle süslenmiş olmasından gına geldi. Tabi bu sizlerin Sevgililer Gününü kutlamama engel değil :)
Zaten kınasam da adete uymuş durumdayım.Bugün iki aşk dolu kalp, iki yalnız kalbi ağırlayacak, Şirince’den getirdiğim meyve şaraplarından içip muhtemelen kalpli pastamızdan yiyeceğiz. Ve biliyorum ki bu akşam, günlük tasalardan uzak hoşça vakit geçireceğiz Şimdi hazırlanmam gerek dostlar…

Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun.




Author: Mine
•12.2.09
Nihat Abi ikinci kez ağlattı beni… Datça’da Zaman adlı kitabında, okumak için Antalya’ya giden gençlerin yol serüvenlerini okurken ve de dün.
Yeni yılını kutlamak için yazdığım yorumda, yaza Datça’ya gelme planım olduğunu söylediğimde çok güzel bir haber diye cevap vermişti.
Hasta olduğunu bilmiyordum. 19 Ocaktan beri yazmaması endişelendirmişti beni. 10 Şubat tarihli postta okuduğum hastalık haberine rağmen, yine de en kısa zamanda toparlanır ve yazar diye beklerken dün acı haberini öğrendim.
Datça’da Zaman adlı kitabından öğrendiğim yaşam hikayesi, yazılarındaki nüktedanlık, yaşama sevinci ve öğrenme isteği ile hepimize örnek olan bir insandı kendisi.

Hiç tanışmamış olmamıza rağmen onu çok özleyeceğim.
Eşi Emel Hanım’a, kızlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Author: Mine
•6.2.09
Turkel Minibas ismini uyesi oldugum bir gruba gelen maillerinden ogrenmistim. Cumhuriyet'teki yazilarindan ve kendi internet sitesinden de bu sayede haberdar oldum. Bugun 56 yasinda kansere yenik dustugunu duydugumda cok ama cok uzuldum.

NOT: Bu haberin, biraz once izledigim kanallardan birinde ana haber bulteninde, bir sanatcinin annesinin cenaze toreni haberinden daha az yer almasi icimi burktu.