Author: Mine
•21.10.08
EN ÖNCE VE İLLA Kİ SAĞLIK OLSUN!....

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama.
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin...
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin.
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin.
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart.
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine...
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis.
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin.
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden
yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle...
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de.
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık.
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak.
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al...
Sonra, şöyle bir düşün. Kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken?...
Kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?..
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?...
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara!...
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor!...
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak..
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun...
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun...
Saklama tabakları, bardakları misafire. Sizden ala misafir mi var bu dünyada?..
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil.
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik
bıraktıklarını tamamlar gibi. Tadına var akşamının...
Gece evinde, dostların olsun.
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun...
Arkadaşım, hayat bu. Daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

CAN YÜCEL
İstanbul'a gidiyorum yakında... Sevdiğim ve çok özlediğim dostlarımı görmeye... Dönüşte umarım paylaşabileceğim ve blogumda yer verebileceğim çok güzel anılarım olur.



Author: Mine
•21.10.08
Bu haftasonu ağır misafirlerim vardı ne zamandır beklediğim. Cumartesi gündüz hazırlanmakla geçti. Akşam olunca, Ankara bir şantiye şehri olduğundan misafirlerimin gelmesi biraz gecikti. Yanlış yollara girip neredeyse İstanbul’a gideceklermiş ama yardımsever vatandaşlar sayesinde yolu da evi de buldular. Çok güzel bir akşam geçirdik. Sohbet sohbeti açtı ve saatler nasıl geçti anlamadık. Uzun zamandır evim bu kadar şenlenmemişti.

Misafirlerim için hazırladığım ikramlardan biri elmalı pay olunca tarifini yazmamak olmazdı. Daha önceden Çilek’e sözüm vardı, tarif yazacaktım. Hazırlarken fotografını da çektim ki Çilekcim yaparken zorlanmasın.




Elmalı Pay
Hamur için gerekli malzeme:
125 mg margarin,
1 çay bardağı toz şeker,
1 yumurta,
3 çorba kaşığı süt,
aldığı kadar un,
yarım paket kabartma tozu (ben 1 paket kullanıyorum)
1 paket vanilya

Üzeri için:
3-4 adet elma,
1 su bardağı kıyılmış fındık (ben ceviz kullandım)
yarım kahve fincanı toz şeker,
1 paket vanilya,
1 tatlı kaşığı tarçın ( bana göre bu miktar fazla, önce çay kaşığı ile deneyip az gelirse artırılabilir)

Yapılışı: Tart hamurunu hazırlamak için, tüm hamur malzemesini kulak memesi kıvamı alana kadar yoğurun. 15 dk dinlendirin. Tart kalıbını yağlayın, hamuru kalıba boşaltın.
Üzerine kabukları soyulmuş elma dilimlerini birbirinin üzerine gelecek şekilde dizin. Fındık-tarçın-toz şeker-vanilya karışımını elmalarınüzerine serpin. Önceden ısıtılmış 175’C’lik fırında hamur ve elmalar hafif kızarana kadar pişirin. AFİYET OLSUN.

NOT: Bu tarifi kızkardeşimden aldım. Benim tart kalıbım olmadığından borcamda yapıyorum, gayet güzel oluyor.