Author: Mine
•27.2.08
Nil Karaibrahimgil’i çok beğeniyorum. Müziğini de, sözlerini de, güzelliğini de…
Bu şarkısı, karşısındakini aptal yerine koyup kendisini akıllı sananlara gitsin…
(Hamiş: canım DJlik yapmak istedi )


Author: Mine
•26.2.08
Bazen zamanı durdurmak istiyorum. Her sabah 06.15’de çalan saatle uyanmamak, mesaiyi bitirmek için imza atmamak, dışarısı soğuk deyip bir an önce kendimi eve atmamak başlıca istediklerim.Uzun vadeli hiç yapmıyorum ama kısa vadeli de olsa plan yapmamak istiyorum. Zamanın yavaş aktığı hatta hiç geçmediği yerlere gitmek istiyorum. Mesela Afrika’ya!...
Aklıma nereden mi geldi? Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşıma yemeğe davetliydik. Masada daha önce Afrika’da görevli olarak bulunmuş iki kişi olunca, hoş bir sohbet ortamı oldu. Verdikleri örnekler en az onbeş yirmi yıl öncesine ait. Değişmiş midir bilmiyorum.
Örneğin; Üst düzey bir yetkiliden randevu mu aldınız, randevu için gittiğinizde yerinde bulamazsanız şaşırmayın. Çünkü randevu saati diye bir kavram henüz yerleşmemiş.
Daha da enteresanı, acele cevap verilmesi gereken bir yazışma bile en iyi ihtimalle 15 gün içinde neticelenirmiş. Yani acele demek 15 güne tekabül ediyormuş.
Bebek ölümlerinin çokluğu( o yıllarda ortalama beklenen ömrün 45 olması), AIDS gibi enfeksiyonların nüfusun büyük oranını etkilemesi, kabile savaşları, açlık, susuzluk… Bunlarda Afrika’nın diğer yüzü…

Bugünlerde Tanzanya çok gündemde olunca yazıverdim aklıma gelenleri…

Biraz da müzik... Arkadaşım Ç. sayesinde varlığından haberdar olduğum Ali Farka 'yı
siz beğenecek misiniz bakalım:)


Get this widget | Track details | eSnips Social DNA
Author: Mine
•26.2.08



YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, türbanın yüksek öğretimde serbest bırakılmasına yönelik değişikliklerin yapıldığı Anayasa’nın 10 ve 42. maddelerine göre uygulama yapılabilmesi için ayrıca bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını söyledi. Haberin devamı burada

Sonuç tahmin edeceğiniz üzere...

Yukarıdaki videoyu izleyen YÖK Başkanı'nın hala neden istifa etmediğini sormuyorum bile...
Author: Mine
•26.2.08
Geçen cumartesi doğumgünümdü. Maytaplı mumlu ışıl ışıl sürpriz pasta… Dilekler dilenerek mumları üflemeler… Yeğenlerim bana sürpriz yapmışlar, onları kırabilir miyim hiç…
Aynı gün harekatta kaybedilen gencecik bedenler… Adı asker ama Ayşe Hanım’ın, Ali Bey’in oğlu, Fatma’nın yavuklusu, Ahmet’in babası… Oğlu askerde olanların kaç gündür uyku uyumadığına eminim. Yakınlarını kaybedenlerin acılarının tazelendiğine de…
Neredeyse benim yaşımın yarısında hayatlarının başında (baharında diyemeyeceğim) kaybedilen gençler…
Kaç gündür midem taş gibi, yediğim hiçbir şey boğazımdan kolayca gitmiyor. Doğru dürüst televizyon da izlemiyorum.. Dün izleme gafletinde bulundum ve gözlerim şişti ağlamaktan…
Yine aynı gün Yılmaz Özdil’in haberini okuyorum. Milletvekili maaşları artırılmış, türban onaylanmış. Halkımda okumak için "6 bin lira emekli maaşı olur mu?’’ haberine rağbet etmiş.
Bu harekat gerekli miydi, şu an yapılmalı mıydı? Yorum sizin...
Daha fazlası için, bir de Bekir Coşkun’un yine 23 şubat tarihli yazısını okuyun derim.
Author: Mine
•23.2.08




YAŞIYORUM

zengin çocukla fakir kızın aşkına
bir türlü kavuşup mutlu olmayışına
gözüm doluyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir

bahçenin yemyeşil canlanışına
kirazın hınzırca çiçek açışına
yüzüm gülüyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir

anlatacak hikayelerim bitmedi henüz
anlaşacak dostlarım tükenmedi
yorgunluk, kırgınlık hepsi gelir geçer
her şeye rağmen yaşamak güzel

düşenin dostunun olmayışına
düzenin buna hiç aldırmayışına
kanım donuyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir

senin beni yanlış anlayışına
çoktandır heyecan duymayışına
canım yanıyorsa hala
korkmaya gerek yok yaşıyorum demektir

söyleyecek şarkılarım bitmedi henüz
söylenecek sözlerim tükenmedi
yorgunluk, kırgınlık hepsi gelir geçer
her şeye rağmen yaşamak güzel
.
söz AYLİN ATALAY müzik CİHAN GÜÇLÜ
Seslendiren CANDAN ERÇETİN
.
YAŞIYORUM başlığına tıklarsanız Youtube'dan dinleyebilirsiniz.
Author: Mine
•20.2.08



Zamanın eli değdi bize
Çoktan değişti her şey
Aynı değiliz ikimizde
Zaaflarına bir gece
Hatalarına bir nilüfer
Sevgisizliğine bir kalp verdim
Artık geri ver
Geri verilmez hiçbir yanılgı
Yokluğuma emanet et
Sen de benden kalanları
Her şeyi al
Bana beni geri ver
Bir şansım olsun
Başka yer, başka zaman
Sensiz bir ömrüm olsun
...
Murathan Mungan
...
Author: Mine
•19.2.08
Anayasal güvence istiyorum...

Pazar günü “Çalık Gurubu”na TMSF tarafından satılan, Başbakan’ın damadı ve abisinin yönettiği atv’de muhteşem bir program vardı. Üç gazeteci ve bir de, ne alaka ben anlamadım ama Galatasaray Üniversitesi’nden bir hanımefendi, Başbakan ile “çanak-çömlek” oynadılar...

Bir zor sordular, bir üstüne gittiler inanamazsınız. Başbakan da açtı ağzını, yumdu gözünü. Arada da son haftaların “flaş cümlesini” unutmadı; bazı medya gurupları her türlü provokasyona hazırlanıyorlar, biz de bunların istihbaratını alıyoruz...

Her neyse “isterdim ki”, istihbarat almadığı boş zamanlarında Başbakan, bizlerle de bir programa çıksın ve “çanakçıların” haricindeki gazetecilerin özellikle ben be benim gibi düşünenlerin, Türkiye ekonomisine dair sorularına cevap versin...

Dünyanın en yüksek faizi ile borçlanan, dünya piyasalarından kat be kat fazla bozulan, makro göstergeleri “faciaya” doğru giden ama yine de “mucize yaratan ekonomi modelimizi” bir açıklasın...

Açıklasın, ikna etsin, rakamlarla bizi mat etsin, öpüvereyim “70 milyonun elinde” oracıkta elini...
Ama nerede! Son 4 yıldır, kendine güvenen Bakanlara, ve Başbakan’a çağrıda bulunuyorum; yanınıza istediğiniz bürokratı, akademisyeni, kimi isterseniz alın, gelin birlikte şu ekonomiyi istediğiniz televizyonda “ucu açık bir yayında” tartışalım diyorum; çıt yok!

Her neyse gelelim başlığa...

Sayın Başbakanımız aynı programda çok önemli bir cümle daha sarf etti; “Türkiye’de başı açık olanların, istedikleri gibi yaşamak isteyenlerin de garantisi biziz, onların da garantisi AKP iktidarıdır...” Ne kadar “korkunç” bir cümle! Adama sormazlar mı; sen kimsin de bana “garanti” oluyorsun! Yarın yargı, AKP’yi kapatma davası açar ve hatta yargılama sonucu kapatırsa; başı açıkların garantisi “sona mı ermiş” olacak...

Sevgili dostlar, fizikte çok sevdiğim bir cümle vardır; “sürtünme ile enerji kaybeden bütün sistemler sönümlüdür”. Bunun siyasi ve sosyolojik tercümesi; bütün iktidarlar geçicidir...

Buradan yola çıkarak, “ömrü sınırlı” olması gereken bir iktidarın, Türkiye Cumhuriyeti ayakta kaldığı sürece “sınırsız” olarak verilmesi gereken bir “kefaleti” nasıl üstlendiğini de ayrıca tartışalım!

Sonuç: Bütün iktidarlar geçicidir... Hükümetler gider, Türkiye Cumhuriyeti yerinde kalır... Su akar, dere yatağını aşındırır ama dere yerinde durur... AKP iktidarı da, başka hiçbir iktidar da; “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin” rolünü üstlenip vatandaşlarına “teminat” olamaz.

Vatandaşların her konuda “teminatı” Devletin Anayasal Düzeni ve Anayasanın vatandaşa verdiği haklardır. Yukarıda Başbakan tarafından söylenen ve buraya taşıdığım cümle çok ama çok sakıncalı olup, bana göre “vatandaş” değil “kul” olmayı hayat tarzı edinenlerin “bakış açısından” edilmiş bir cümledir... Ne demek “başı açıkların teminatı da biziz” ...

Son söz: Başı açıkların teminatı Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasal düzen ve Cumhuriyeti meydana getiren bütün dinamikler ile “Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi verilen” sistem bileşenleridir... Bir vatandaş olarak “teminatım” iktidarlara kalmışsa, vay benim, vay sizlerin, vay hepimizin haline...


Gelelim 2. yazıya... 'Avrupa Birliği projesi kesin bitti' başlığı taşıyor. Bir zamanlar kesin girdik denilen bugünlerde ise sözü edilmeyen Avrupa Birliği ile ilgili durumumuz neymiş merak eden okusun. Türkiye'yi, Avrupa Birliği'ne taşıyacak parti olarak AKP'yi gösterenlerin bu yazıya cevapları ne olacak acaba?
Author: Mine
•18.2.08
ÜNZİLE
Ünzile insan dölü
On kardeş beşi ölü
Büyüdükçe ufak
Ve gelir de görücü
İnci gibi dişi
Görücü bilir işi
Söğüdüm ağlar gider
Olur hatun kişi
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk,hem kadın
Onikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor
Korkar durur gitmez
Köyün en son çitine
İnanır o sınırda dünyanın bittiğine
Ünzile insan dölü
Bilinmezlere gebe
Sırların mihletini yüklenipte beline
Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk hem de kadın
Onikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor
Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor.

Get this widget Track details eSnips Social DNA

Author: Mine
•17.2.08

Bugün, Kosova bağımsızlığını ilan ederek dünyanin en genç cumhuriyeti oldu.



‘Herkesin bana deli demesine izin veriyorum ki bu sayede, istediğimi yapabiliyorum’ diyen, Ünzile, Firuze, Sitem gibi bir çok güzel şarkının söz yazarı, ilginç yaşamı, uçuk kaçık halleri, dobra sözleriyle tanınan, Müjde Ar’ın annesi Aysel Gürel vefat etti. Sizce bu sözü söyleyen biri deli olabilir mi?
Tüm Türkiye kar altında… Sadece doğuda değil batıda da yollar kapanmış durumda. Bir çok şehirde okullar tatil. Bu kar yağışına rağmen iki gündür araba kullandım. Dün gece, o karda Dikmen Sokullu’dan aşağıya indim, bir sorun yaşamadım ama bugün minicik bir yokuşta arabam kaydı. İlk kez başıma gelen bu durumda, hiçbir şey yapılamadığının farkına vardım. Şansıma arkadan gelen araba yoktu ve geri geri gidip sağdaki sokağa girdim ve kurtardım… Aman, kar lastiğiniz olmadan veya zincirsiz çıkmayın yola… Ben ucuz atlattım bugün...




Bu arada dün de, Mehmet Ali Ağca'nın nişanlısı diye ünlenen Rabia Özden Kazan, İtalya'nın başkenti Roma'da Kominist Pari üyesi İtalyan bir avukatla dünya evine girmiş. Müslümanlığı seçip sünnet olacağı yönündeki iddialarla ilgili Avukat Giacinto Licursi, "Bu yönde çıkan haberler doğru değil. Sünnet olmayacağım, Müslüman olmayacağım. Zaten Rabia da bunu istemiyor" demiş. Haberin devamı burada.
Bir yanım ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ diyor diğer yanım da ‘Aşk engel tanımaz’


Author: Mine
•16.2.08

14 Şubat'ta Sevgililer Günü kutlandı. Biraz geç olsa da, son yıllarda izlediğim en iyi aşk filmlerinden 'Pride and Prejudice' filminden fragmanların yer aldığı bu videoyu ekledim. Jane Austen'in kitabından uyarlanmış olan bu filmin 2005 yılı yapımı olanında, Keira Knightley ve Matthew Macfadyen başrollerdeydi. Dinlediğiniz şarkıyı seslendiren ise Josh Groban.

Author: Mine
•12.2.08




Modern zamanlarda aşk
Buharlaşıp uçmuş mudur?
Bu Mudur?

Author: Mine
•8.2.08
Bu filmi geçen gün izledim. Audrey Hepburn'u oldum olası beğenmişimdir. Bu filmde de çok güzel.
Filmin müziği ise Henry Mancini 'ye ait. Pembe Panter'den Love Story'e birçok filmin müziğini bestelemiş olan Henry Mancini yaşamı boyunca sayısız ödül kazanmış.
İkisi de şu an filmleri ve müzikleriyle aramızda...


Author: Mine
•3.2.08

Amcam, dört ay önce baş ağrısı şikayeti nedeniyle, ‘herhalde kolesterolüm yükseldi’ deyip doktora başvurmuş. Muayene olduğu doktor da idrar tahlili de dahil, rutin tetkikleri yaptırmış. Sonuçta idrarında mikroskobik olarak görülen kan hücreleri tespit edilmiş. Bu kez ultrasonografi yapılmış derken, mesanesinde (idrar torbasında) kitle görülmüş ve mesane tümörü ön tanısı konulmuş. Sonra beni aradı, Ankara’ya geldi, tetkik ve tedavisine burada devam ediliyor.
Gelelim nedenine…SİGARA. Evet sigara… Amcama bunu ilk söylediğimizde inanmadı, ‘ne alaka’ dedi. İdrarla atılan bazı toksik maddelerin, bu hastalıkta başlıca neden olduğunu anlattık.

Bilindiği gibi sigara, dudak, dil, yutak bölgesi kanserleri ( farinx, larinx),akciğer, yemek borusu (özefagus), mide kanserlerine kadar bir çok organda kanser riskini artırır. Bilinen en önemli kanserojen olmasına rağmen neden üretiliyor, neden satılıyor hiçbir anlam veremiyorum. Tek sebebi para… Para vererek sağlığımızdan ve de hayatımızdan oluyoruz. Günümüzde her yıl 3.5-4 milyon insan ve her gün 10.000'nin üzerinde kişi sigaradan hayatını kaybediyor.
Sigaranın kanser haricinde sağlığımızı olumsuz etkileyen o kadar çok etkisi var ki… Bu olumsuz etkilerin, paketlerin üzerinde kocaman harflerle yazılıyor olması bile, toplumdaki içici sayısını azaltmadı. Umarım önümüzdeki günlerde, yıllarda azalır.

Gelelim amcama…En az 40 yıllık tiryaki olduğu halde amcam, bu hastalığı çıkınca bıraktı sigarayı. İlk zamanlar çok zorlandı. Ama şimdi hayatından çok memnun.

Lütfen ‘Sigara sizi bırakmadan, siz onu bırakın’