•1.4.09
Bugünlerde
Saatlerin ileri alınmasına hala uyum sağlayamadım. Sabahın kör bir vaktinde işe gidiyorum. Uykusuzluk bir yandan. Son iki gündür gece gündüz arası sıcaklık farkı da arttı ki, sabah hava soğuk oluyor, kat kat giyiniyorum. Öğleden sonra hava ısınıyor, ben buharlaşıyorum.
Spor
Bugünlerde sporu da biraz ihmal ettim. Doğrusunu söylemek gerekirse faydalarını görmeye başlamıştım. Herkes zayıfladığımı söylüyor ama ben kilo vermekten ziyade derlenip toparlandım. Geçen gün alışverişe gittiğimde bir beden küçüldüğümü fark etmek mutlu etti beni(Hatta bir kot modelinde 2 beden )
Yolculuk
Yarın yolculuk var. Çamaşır, ütü, eşya hazırlama derdi… Bu sefer yalnızca bir sırt çantasıyla gideceğim. Normalde koca bir bavul taşırım hep.Şimdiye kadar sadece bir kez sırt çantasıyla dolaştım. Yıllar önce Fethiye’ye tatile gittiğimde, dönüşte bavulumu kargoya verip sırt çantamla İstanbul’a gitmiştim. İki gün orada kalıp, deniz otobüsüyle Yalova üzerinden Bursa’ya, oradan da Balıkesir’e geçmiştim. Kahvaltı İstanbul’da, öğle yemeği Bursa’da – iskenderdi yediğim-, akşam yemeğini de Balıkesir’de yemiştim. Ne tatildi ama!
Mostar Köprüsü
Geçen hafta Bosna-Hersek’e giden bir arkadaşım, içinde Mostar Köprüsü’nün silüeti olan cam bir süs eşyası getirmiş. Çok memnun oldum. Anlat nasıldı oralar dediğimizde de, heyecanla açtı bilgisayarını ve çektiği fotografları gösterdi. Saray-Bosna minicik bir Anadolu şehri, Mostar ise kasabası görünümünde. Eminim baharda yemyeşil olduğunda çok daha güzel görünür. Fotograflar içinde beni en çok etkileyen, delik deşik olmuş bir duvarın fotografıydı ki ne kadar şiddetli bir ateş altında kaldıklarının göstergesiydi.
Saray- Bosna dört bir yandan kuşatılmış. Sadece bir tünel aracılığıyla dış dünya ile bağlantı sağlamışlar. O tünelin geçtiği yerdeki evin sahibi teyzenin elini öperken de fotograf çektirmiş bizimkisi. Ben de ‘Teyzenin adı neydi?’ dedim. Düşündü ve ‘Boşnak bir teyzeydi işte’ dedi. ‘Ben olsam teyzenin seceresini öğrenirdim’ dedim.
Kadınlar ve erkeklerin farkını ortaya koyduk sanırım.
Biraz müzik
Bir iş arkadaşım ABD’den yeni döndü. Bilgisayarımıza yeni müzikler eklemiş. Elvis Presley’den Leonard Cohen’e. Buraya kadar her şey normal ama bana enteresan gelen Elvis Presley’in sesini tanımaması oldu. Siz şarkıları dinlerken ben de çantamı hazırlayayım.
Saatlerin ileri alınmasına hala uyum sağlayamadım. Sabahın kör bir vaktinde işe gidiyorum. Uykusuzluk bir yandan. Son iki gündür gece gündüz arası sıcaklık farkı da arttı ki, sabah hava soğuk oluyor, kat kat giyiniyorum. Öğleden sonra hava ısınıyor, ben buharlaşıyorum.
Spor
Bugünlerde sporu da biraz ihmal ettim. Doğrusunu söylemek gerekirse faydalarını görmeye başlamıştım. Herkes zayıfladığımı söylüyor ama ben kilo vermekten ziyade derlenip toparlandım. Geçen gün alışverişe gittiğimde bir beden küçüldüğümü fark etmek mutlu etti beni(Hatta bir kot modelinde 2 beden )
Yolculuk
Yarın yolculuk var. Çamaşır, ütü, eşya hazırlama derdi… Bu sefer yalnızca bir sırt çantasıyla gideceğim. Normalde koca bir bavul taşırım hep.Şimdiye kadar sadece bir kez sırt çantasıyla dolaştım. Yıllar önce Fethiye’ye tatile gittiğimde, dönüşte bavulumu kargoya verip sırt çantamla İstanbul’a gitmiştim. İki gün orada kalıp, deniz otobüsüyle Yalova üzerinden Bursa’ya, oradan da Balıkesir’e geçmiştim. Kahvaltı İstanbul’da, öğle yemeği Bursa’da – iskenderdi yediğim-, akşam yemeğini de Balıkesir’de yemiştim. Ne tatildi ama!
Mostar Köprüsü
Geçen hafta Bosna-Hersek’e giden bir arkadaşım, içinde Mostar Köprüsü’nün silüeti olan cam bir süs eşyası getirmiş. Çok memnun oldum. Anlat nasıldı oralar dediğimizde de, heyecanla açtı bilgisayarını ve çektiği fotografları gösterdi. Saray-Bosna minicik bir Anadolu şehri, Mostar ise kasabası görünümünde. Eminim baharda yemyeşil olduğunda çok daha güzel görünür. Fotograflar içinde beni en çok etkileyen, delik deşik olmuş bir duvarın fotografıydı ki ne kadar şiddetli bir ateş altında kaldıklarının göstergesiydi.
Saray- Bosna dört bir yandan kuşatılmış. Sadece bir tünel aracılığıyla dış dünya ile bağlantı sağlamışlar. O tünelin geçtiği yerdeki evin sahibi teyzenin elini öperken de fotograf çektirmiş bizimkisi. Ben de ‘Teyzenin adı neydi?’ dedim. Düşündü ve ‘Boşnak bir teyzeydi işte’ dedi. ‘Ben olsam teyzenin seceresini öğrenirdim’ dedim.
Kadınlar ve erkeklerin farkını ortaya koyduk sanırım.
Biraz müzik
Bir iş arkadaşım ABD’den yeni döndü. Bilgisayarımıza yeni müzikler eklemiş. Elvis Presley’den Leonard Cohen’e. Buraya kadar her şey normal ama bana enteresan gelen Elvis Presley’in sesini tanımaması oldu. Siz şarkıları dinlerken ben de çantamı hazırlayayım.
3 yorum:
canımmmm iyi yolculuklarrrrr ne güzel bir post olmuş böyle :)
iyi yolculuklar canım
Teşekkürler!
Tatil sayılı gündü geçip gitti bile:) Tadı damağımda kaldı...