•29.4.09
Sevgili Blog Arkadaşlarım,
Hepiniz o kadar güzel şeylerden bahsediyorsunuz ki elimden geldiğince her gün okumaya çalışıyorum.
Hepiniz o kadar güzel şeylerden bahsediyorsunuz ki elimden geldiğince her gün okumaya çalışıyorum.
Dün Tütü’ye bıraktığım bir yorumdan sonra sayfasında Paul Pott’tan bahsetmiş. Sevgili TD bilirim sen de çok seversin bu adamı.
Yine Tütü , bugün Kadınca Yazılar başlığı altında Aziz Nesin’in çok güzel bir yazısına yer vermiş.
Bekriya’cığım da Bırak Dağınık Kalsın’da bazen öyle güzel döktürür ki, hırçınlığını, duygusallığını severim onun. ‘Kadınca’ yazılar yazar.
Çilek’ciğimin huzur bulduğum bir sayfası vardır. Geçen gün yazdığım bir yazıya Ankara’daki beğendiğin yerleri yazman çok iyi oluyor ben de öğreniyorum demişti. Aslında çok yer bilmem ben. Gece hayatım hiç yok gibi bir şeydir. Lise arkadaşlarım genelde İstanbul’da yaşadıklarından oraya gittiğimde günün 24 saati dolu geçer. Ankara’da da eğlenmeyi seven bir grubum var ama çok nadir buluşabiliyoruz. Birkaç hafta önce Ümitköy Arcadium’daki Kırmızı’ya rezervasyon yaptırıp gittik. Mekan güzeldi, yemekleri güzeldi, kırmızı giymiş solistin sesi ve repertuvarı güzeldi. Daha çok canlı müzik dinlenecek bir cafe havasındaydı ama benim eğlenmeyi ve eğlendirmeyi seven, etraftakilerin ve masamızdaki beylerin şaşkın bakışlarını takmayan grubum, oranında o havasını değiştirdi. Eller havaya formatında eğlenen, hızını alamayıp sandalye tepesine çıkan bir hanımın olduğu masa, itiraf ediyorum ki bizdik. Önümüzdeki ay için yine sözleştik. Mekanı da belirledik. Gidersek yazarım yine Çilekciğim.
Yıldızlı Blogum, uzun zamandır ihmal ettin bizleri. Geçen günkü görüşmemizi, arabana atlayan ve bizi şaşırtan bayanı yazacaktım ama dönünce yazarım artık. Belki sen, benden önce davranıp yazarsın. Ya da bu haftasonu gittiğin yerleri paylaşırsın. Ne de olsa A Cup of Caffein gibi güzel yazan, güzel fotograflar çeken bir arkadaşın var yanında.
Uzun zamandır bloguna yazmayan diğer bir arkadaşım dünya tatlısı S., bu hafta bana e-posta atarak çok şaşırttın ve mahcup ettin. En kısa zamanda görüşelim.
Aybike’ciğim ve Figen’ciğim, haziran gelmek üzere ve ben Türkiye’ye geleceğiniz için çok mutluyum.
Figen sayesinde yazmaya başladım ve yeni, güzel bir çok arkadaş edindim. Ona ayrıca teşekkür ederim.
Belli mi olur Hediklimle de belki bu yaz tanışırız. Bu sayede Alp&Ege’nin incilerini kendim dinlerim. Sayende İsveç’i, dünyayı tanıyoruz.
Mavimantar’cığım yeni blog şablonun ve de seçtiğin konular o kadar güzel ki…Senin blogunla tanıştıktan sonra evdeki deterjanları değiştirdim. %98 doğaya karışan bir marka kullanıyorum. Anneme, ablama da hediye ettim. Arap sabunu ile siliyorum yerleri. Bu gidişle tüm deterjanları doğala çevireceğim.
Punto Ağabey’in yazılarını okumaktan ayrı bir keyif alırım. Anlatımı o kadar güzeldir ki ben ne kadar uğraşsam da aceleye getirip güzel bir şeyler ortaya çıkaramıyorum.
Geç bulduğum ama iyi ki de bulduğum Asortik Krebimin sayfası da içimi açıyor. Daha önce 2-3 kere gittiğim ve çok beğendiğim Fethiye onun sayfasında daha bir güzel. Hem şehri güzel yaşıyor hem de üşenmeyip bizlerle paylaşıyor.
Nihat Abi’yi anmadan geçmek olmaz. Bloguyla ve kitabıyla hayatıma çok şey katmıştır. Yaşadığım şehri , insanları daha bir merak eder olmuşumdur. Mekanı cennet olsun.
Yeni yeni tanımaya ve takip etmeye başladığım blog arkadaşlarım da var. Hepsi Blog Listemde. Herkese teşekkürler!