•11.12.07
Sevgili Hedikli Ev beni sobelemiş. Ben de dilim döndüğünce kendimden bahsedeyim:)
Ben küçükken, sanırım altı yedi yaşlarındaydım. Ecevit başbakandı.Birgün annemlerin konuşmasına kulak misafiri olmuştum.Vehbi Koç’un Türkiye’nin en zengin adamı olduğunu söylediklerinde, ‘Ecevit değil mi?’ diye atılmıştım da çok gülmüşlerdi. Bugünleri o zamandan görebilen vizyon sahibi bir çocukmuşum meğer:)
Ben aslında, üç kez nikah masasına oturdum ama üçünde de nikah şahidi olarak:)
İlk kopyamı, lisedeyken coğrafya dersinde çekmeyi denemiştim. Dönemin ilk yazılısında herkes kopya çekmişti, öğretmenimizde göz yummuştu. Sırf meraktan ikinci sınavda ben de kopya çekmeye kalkıştım.Harita metot defterinden çekmeye çalıştığım için de yakalandım tabi:)Neyse ki öğretmenimiz Şükran Hanım insaflı çıktı ve beni affetti.
Cep telefonumu, iletişim haricinde rehber olarak kullandığım için, kaybettiğimde telefon rehberim uçup gitti ve hala da toparlayamadım. Cep telefonu alırken; ucuz, kapaklı ve de şarj ömrü uzun olsun isterim. Başka bir özellik aramam.
En saçma huyum, anı olsun diye gazete küpürü, konser bileti, nikah şekeri gibi ıvır zıvır şeyleri atamaz biriktiririm ve bu huyuma sinir olurum.
Aşk için, diyecek bir sözüm yok henüz. Buraya sevdiğim bir şarkı ve klibi güzel gider diye düşündüm. Her ne kadar içinde ayrılık olsa da...
En sevdiğim bloglar, takip ettiklerimi zaten listeledim. Bazı blogları da ziyaret edip güzel bir yazıya rastladığımda yorum bırakıyorum. Bloglar arası yolculuğu seviyorum:)
Ben de Figen'i, Yıldız'ı ve Sanem'i sobeliyorum. Üçü de uzun zamandır birşeyler yazmadılar. Ben de onları ve yazılarını özlemiştim. Sobe- ebe işi bu anlamda iyi oldu.
Ben küçükken, sanırım altı yedi yaşlarındaydım. Ecevit başbakandı.Birgün annemlerin konuşmasına kulak misafiri olmuştum.Vehbi Koç’un Türkiye’nin en zengin adamı olduğunu söylediklerinde, ‘Ecevit değil mi?’ diye atılmıştım da çok gülmüşlerdi. Bugünleri o zamandan görebilen vizyon sahibi bir çocukmuşum meğer:)
Ben aslında, üç kez nikah masasına oturdum ama üçünde de nikah şahidi olarak:)
İlk kopyamı, lisedeyken coğrafya dersinde çekmeyi denemiştim. Dönemin ilk yazılısında herkes kopya çekmişti, öğretmenimizde göz yummuştu. Sırf meraktan ikinci sınavda ben de kopya çekmeye kalkıştım.Harita metot defterinden çekmeye çalıştığım için de yakalandım tabi:)Neyse ki öğretmenimiz Şükran Hanım insaflı çıktı ve beni affetti.
Cep telefonumu, iletişim haricinde rehber olarak kullandığım için, kaybettiğimde telefon rehberim uçup gitti ve hala da toparlayamadım. Cep telefonu alırken; ucuz, kapaklı ve de şarj ömrü uzun olsun isterim. Başka bir özellik aramam.
En saçma huyum, anı olsun diye gazete küpürü, konser bileti, nikah şekeri gibi ıvır zıvır şeyleri atamaz biriktiririm ve bu huyuma sinir olurum.
Aşk için, diyecek bir sözüm yok henüz. Buraya sevdiğim bir şarkı ve klibi güzel gider diye düşündüm. Her ne kadar içinde ayrılık olsa da...
En sevdiğim bloglar, takip ettiklerimi zaten listeledim. Bazı blogları da ziyaret edip güzel bir yazıya rastladığımda yorum bırakıyorum. Bloglar arası yolculuğu seviyorum:)
Ben de Figen'i, Yıldız'ı ve Sanem'i sobeliyorum. Üçü de uzun zamandır birşeyler yazmadılar. Ben de onları ve yazılarını özlemiştim. Sobe- ebe işi bu anlamda iyi oldu.
2 yorum:
Gelip gidip baktim yazmadin saniyordum, tam seni tahmin ettigim gibisin! Sevgiler
Alp ve Ege'nin annesi,
Tezcanli oldugum kadar tembel oldugumu, duygusal oldugum kadar romantizmi komik buldugumu, samimi ve sicakkanli oldugum kadar mesafeli oldugumu, laubalilikten hoslanmadigimi, kirilgan gorunmeme ragmen bazen cok sert oldugumu, dogru durust yemek yapmadigim halde bilmis bilmis arkadaslarima akil verdigimi simdilik kimse bilmesin:))