Author: Mine
•25.10.07

Korsan devlete abluka

AKP hükümeti, sıfır terörle teslim aldığı Güneydoğu’nun geri kalmışlığını ekonomik iyileştirmeyle çözmeyi hedefledi ve aynı uzantıda Kuzey Irak’taki siyasi oluşumla restleşmektense iyi “geçinmeyi” tercih etti.
İşte bu seçim, kendi tahlilinin sonucu değil, Turgut Özal’ın vizyonunu izlemekten ibaretti.
Unutmayalım ki Barzani ve Talabani’ye 1992 yılında kırmızı T. C. pasaportu Turgut Özal’ın emriyle verildi, dış dünyayla temasları Türkiye tarafından sağlandı, Iraklı Kürtlere çook yardım edildi.
Doğrudur, yanlıştır ama Turgut Özal’ın bir vizyonu vardı: PKK’yı, sadece sınırlarımız içinde değil, Kuzey Irak’taki Kürtleri de Türkiye’ye medyun ve müttefik kılarak pasifize etmek. Ama vizyonda hedef tahlil eksikti: Marksist Leninist PKK, yalnız Kürt bağımsızlığının sembolü değildi. Türk devletine olduğu kadar, belki de daha fazla bizzat Kürt aşiret sistemine, din iman ve törelere karşı bir ayaklanmaydı. Sistemin ezdiği kadınların, kızların eline silahtan başka tinsel ve cinsel özgürlük veriyor, siz erkeklere eşitsiniz, diyordu ve yine öyle diyor.
İşte bu kapsamda Türkiye, tüm cumhuriyet tarihi boyunca ve Turgut Özal döneminde hep yanlış yaptı ve kolayı tercih etti: Bölgenin çağ dışılığının, geri kalmışlığının asıl kaynağı, baskıcı kültürle mücadele etmektense, aşiretleri yanına alıp o baskıyı PKK’ya karşı silahlandırıp kullandı.
Dünkü The New York Times, PKK’yı bakın nasıl tanımlıyor: “İslamcılığı reddeden Kürt gerillası. Bilimsel Sosyalizmi benimsiyor ve kadın haklarını savunuyor...”
***
AKP’nin, Turgut Özal’ın naif “Hep beraber ticaret yapalım, zengin olalım, barışalım” vizyonunu “alt kimlik, üst kimlik” tavizleriyle sürdürmesi tabii ki gerek Güneydoğu’da, gerekse Kuzey Irak’ta çoşkuyla karşılandı, birinciler DTP’den çok AKP’ye oy verirken, ikinciler “Aman AKP kazansın,” diye propaganda yaptı.
İyi güzel de, zaten ABD gibi bir hami edinen Kuzey Irak, Türkiye eliyle ihya oldum diye mi tepesine binecekti PKK’nın?
Barzani’yi, Talabani’yi kucaklayan AKP, Kuzey Irak’a yatırım yaparken saf saf, “PKK’nın bindiği dalları kesiyorum,” diye mi düşündü acaba?
Eğer böyleyse, saflıktan öte bir cehaletle karşı karşıyayız: ABD’nin tıpkı bir zamanlar Taliban’ı, SSCB’ye karşı kullandığı gibi PKK’yı İran’a karşı “savaştırdığını” bilmiyorlar mı?
ABD (ve İsrail), görünüşte İran’a karşı güçlendiriyorlar PKK’yı. Zaten terör örgütündeki Amerikan silahları Türkleri vurdukça, Ankara’ya gizlice: “Vallahi biz bunları PKK’ya değil, PJAK’a İran’a karşı kullansınlar diye vermiştik, siz bekleyin, biz konuşalım, sizi vurmasınlar,” diyorlar.
Oysa PJAK, PKK’nın Farsçasından ibaret...
PKK’ya silah dağıtacaklar, eğitecekler, istihbarat verecekler İran’ın üzerine salacaklar ve PKK, aynı lojistiği Türkiye’ye saldırmak için kullanmayacak ha? Haydi AKP’nin “ticaret yapalım, zengin olalım, barışalım”cılarının kafası basmaz. ABD bilmez mi, verdiği silahın İran kadar Türkiye’ye karşı kullanılacağını?
***
Demek ki yeni Taliban’ı PKK ve İran kadar Türkiye’yi de parçalamak istiyor ABD. Zaten haritayı da çizmiş, internette yayınlıyor.
İşte bu yüzdendir ki Kuzey Irak’a, gerekirse dibine kadar girmeden önce, Türkiye’den Kuzey Irak’a giden bütün Amerikan yolları tıkanmalı, sınır kapatılmalı, elektrik, su ne veriliyorsa kesilmeli, her tür ticaret derhal durmalı ve Kuzey Irak’ta kurulan “korsan” devlet Kürdistan, hiç olmazsa Güneydoğu’dan kuş uçurtulmayan bir ablukaya alınmalıdır.
Eğer bugün, 2,5 milyar dolarlık bir “ticaret” hacmini feda ederek yenimizi (kaftan kolu) kesmezsek, yarın kolumuzu, öbür gün bacağımızı kesecekler, farkında mısınız?
Öyle bir kararlılık sergilenmeli ki, Amerikan ordusu düşünsün Türk ordusuyla savaşa girmenin faturasını. Tersi değil!
Çünkü bugün Irak’ı işgal edip İran’a saldırmaya hazırlanan ABD, yarın Ermenistan’ı Kuzey Irak gibi himayesine alacak, oradan da ASALA’yı salacak üstümüze, PKK’yı saldığı gibi.
Ermeni yasası, istim üstünde. Nereye gittiğimizi görmüyor musunuz?
Göremezsiniz doğru. Çünkü tarih bilmiyorsunuz, sosyoloji bilmiyorsunuz, vizyonunuz yok!

Vizyonsuzlukla hem batılır, hem batırılır.


Alp ve Ege'nin Annesi 'ne teşekkürler...
This entry was posted on 25.10.07 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

3 yorum:

On 25 Ekim 2007 16:02 , Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Mine'cim, ben tesekkur ederim. Yaziyi görunce cok sevindim..Cunku artik ben bir Mine Kirikkanat fanatigi gibi gözukmemek icin link vermemistim...Tespitleri ne kadar dogru degil mi?

 
On 25 Ekim 2007 20:14 , Mine dedi ki...

Tespitlerine katıldığım için sayfamda yer verdim. Sayende dün gözden kaçırdığım bu yazıyı farkettim. Teşekkürler:)

 
On 19 Mart 2008 22:20 , Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.