Author: Mine
•1.5.07
1923 de bizim.
1453 de.
Şehit kanı da bizim.
Alın teri de.
Mehter de bizim.
Nazım da.
Süleymaniye de bizim.
Ayasofya da.
Türkü de bizim.
Arya da.
Edirne de bizim.
Ardahan da.
Meydan da bizim.
Çankaya da.

Bana göre, mesajı budur...
Tandoğan'ın da.
Çağlayan'ın da.

İstersen bundan sonraki mitingi Haymana Ovası'nda yap...Yine sığmaz. Yine taşar.

Deniyor ki bazen, "habire eleştiriyorsun, hiç mi iyi bir şey yok bu ülkede?"
Var işte.
Edirneli eczacının, Trabzonlu öğretmen arkadaşı var artık...
Tandoğan'da tanıştılar.
İzmirli avukatın, Urfalı muhasebeci arkadaşı var...
Çağlayan'da tanıştılar.
Antalyalı turizmci, Samsunlu doktoru tatile bekliyor bu yaz...
Ankara'da sözleştiler.
Mersinli mandalinci, bir kasa gönderecek döner dönmez, Bursalı öğrenciye...
Kaldığı yurdun adresini aldı İstanbul'da.

Ya da şöyle bak...
İnsan, o güne kadar hiç tanımadığı birine, "anacığım, şöyle otur, dinlen biraz", "kardeş, al biraz su iç" , "yenge, simit alıp geleceğim, kızıma göz kulak olur musun" der mi?
Der...
Dünyanın en büyük ailesidir çünkü bu... Milyonlarca akraba.

Komünist suçlamasıyla 12 Eylül'den sonra vebalı muamelesi gören şarkıcı, söylüyorsa...
Ülkücü olduğu için 12 Eylül'den sonra işkence gören eski bakan, eşlik ediyorsa...
7'sindeki bebe oradaysa...
77'sindeki dede oradaysa...
Sen daha ne mesaj arıyorsun?

AB'yi de tebrik ederim, bu arada...
Böleyim derken, birleştirdiler.
Kenetlediler hatta.
Ben AB'nin yerinde olsam, gazete köşelerinde çöreklenen ikinci cumhuriyetçileri, mahkemeye veririm... O kadar para döktüler fonlardan, gene de beceremedi yeteneksiz herifler.



Yılmaz Özdil, 1 Mayıs 2007, Sabah

This entry was posted on 1.5.07 and is filed under , . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.