Author: Mine
•24.7.07
Karikatür Sanem'den. Çizerini bilmiyorum.
Author: Mine
•21.7.07
Uzun zamandır yazamadım. Aslında, NY fotograflarımı eklemeye çalıştım ama başarılı olamayınca yazmayı hepten bıraktım. En son mayıs ayında yazmışım.Yazmışım demek yanlış oldu, fotograf eklemişim. O tarihten bu yana neler mi yaptım? NY’dan evime döndüm, İzmir ve İstanbul’a ikişer günlük geziler yaptım, Ankara’da Kale Festivali’ne iki kez gittim. En çokta bu festivali beğendim.
Kale Festivali
Bu yıl 16-24 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Kalenin eski sokakları ve konakları evsahibiydi. Neler yokyu ki...Sergiler, konserler, imza günleri, paneller,dans gösterileri, halk oyunları...
İlk olarak 17 Haziran’da Timur’la gittik. Önce dar sokaklarında gezdik sonra Ankara Kalesi’ne çıktık. Yorulduğumuzda And Kafe’de soluklandık, Pirinç Kafe’de gözlemelerimizi yedik, Pirinç Han’da alışveriş yaptık. İran kanunu (santur) çalan genç bir müzisyende kulaklarımızın pasını sildi. Kukla sanatçısı Hakan Arısoy’la tanıştık, ardından seramik sanatçısı Zeynep Hanım’la seramik üzerine sohbet edip, tasarımlarına hayran kaldık. Ressam Hikmet Çetinkaya ile tanışmak ise benim için çok heyecan vericiydi.Günü Pineapple’in terasında bitirdik.
23 Haziran’da festivale tekrar gittim. Bu kez yanımda, İstanbul’dan misafirim vardı. Önce sokaklardaki tezgahları gezip hediyelik eşya aldık, konaklardaki sergileri gezdik. And Kafe’ye doğru çıkarken Kınacılar Evi’nin avlusundan gelen akerdeon sesinin büyüsüne kapılıp oraya yöneldik. Avlunun duvarları fotograflarla süslenmişti. Biz de önce fotograf sergisini gezdik.Bu sayede Mehmet Oğuz’la ve ZİÇEV’le tanıştık. Sergideki fotografların hepsi, zihinsel yetersiz gençler tarafından çekilmişti. Hediye edilen birkaç Kodak makine ile büyük ve güzel iş ortaya çıkarmışlar. İçlerinde duyma ve konuşma yetisi olmayanlar bile vardı. Aldıkları kısa süreli eğitime rağmen sergi görülmeye değerdi. Mehmet Oğuz fotografların tamamını slayt gösterisi olarak bizlere sundu. Yaptıkları çalışmaları anlatırken ki heyecanı ve bizlerle paylaşmanın mutluluğu sesinden ve gözlerinden anlaşılıyordu. Emeği geçen herkesi onun şahsında tebrik ederek oradan ayrıldık .

Umarım bu festival, gelecek yıllarda daha büyük katılımlarla devam eder.
Author: Mine
•21.5.07














Bes yil onceki ilk gelisimde Seaport'u cok sevmistim. Ingilizlerin Manhattan'da ilk ayak bastiklari yer olarak hala muhafaza ediliyor. Bu sefer, Seaport gezimi ilginc hale getiren diger bir neden de gezdigim "Bodies" adli exibition oldu. Bodies'e ilerki yazilarimda yer verecegim. Simdi fotograflarla Wall Street ve South Street Seaport...
Author: Mine
•18.5.07















Author: Mine
•14.5.07










Avrupa Kitasi'ni astik, Pasifik Okyanusunu da... Buzullarin uzerinden de gecip, sonsuz maviliklerden JFK'a ulastik, 40 dakika evvelinden:) Bu durumda yanasacagimiz gate dolu olunca da bize ucakta 40 dk beklemek dustu. Bursa'li Emine Hanim"la da sohbetle gecen yolculugumuz da gayet iyiydi. Bizim ulkemize gore emeklilik yasi coktan dolmus Delta Havayollari hostesleri, baslangicta ilgimi cok cekse de, NY'da bircok calisanin yas ortalamasinin yuksekligini gordukten sonra gayet dogal gelmeye basladi.

Bagajlarimi Ankara'dan verdigim icin Istanbul'da bu yonden bir sikinti cekmedim. Atlas Havayollari'ndan inip terminale girdigimizde, Delta'nin calisanlari karsiladi bizi ve onlarin rehberliginde Ankara'dan gelen uc yolcu hemen dishatlara ulastik. Check-in islemleri, alan vergisi yatirma, pasaport kontrolu derken dishatlara ulastim. Istanbul'da tekrar guvenlik kontrolu, el bagaji kontrolu, el bagajinda sivi ve jel urunlerin belli gramajin uzerinde oldugunda ucaga alinmamasi, hatta bu urunlerin seffaf posetlere konulmasi istegi , bu amacla free shoplarda ozel poset satilmasi dikkatimi ilk ceken seyler...
Bu yuzden ABD'ye gidecek arkadaslar, havayollarindan veya internetteki sitelerinden yanlarinda neleri goturebileceklerini ogrenseler iyi olur. Gecen yil bebek mamasina ve sute bile izin vermezlerken neyseki bu yil ona bir sorun cikarmiyorlar.

Sorunsuz bir yolculuk gecirdim.10 saati askin surmesi bunaltsa da surekli batiya dogru gittigimizden gunes hic batmadi. Turkiye saatiyle gece 23.00 civari, NY saatiyle ise gunesli bir gunun ogleden sonrasi ve saat 16.00 civari NYdaydim...