Author: Mine
•23.11.06


Milliyet Gazetesi'nde bugün çıkan haber;

Atatürk bugün ne yapmıştı?
Türkçe ve İngilizce hazırlanan ''http://www.ataturktoday.com/" adlı internet sitesi, anasayfada yayınladığı takvimle kullanıcılarına Mustafa Kemal Atatürk'ün gün gün ne yaptığını görme fırsatı veriyor. Takvimdeki herhangi bir günü tıklayan kullanıcılar, Atatürk'ün o gün için belgelenmiş tüm bilgilerine ulaşıyor. İnternette Atatürk'e özel ?tarihte bugün" sayfası yayınlandı. Atatürk'ün yüzlerce fotoğrafını ve neler yaptığıyla ilgili arşiv kayıtlarını barındıran site, açılış sayfasında İngilizce ''Türkiye'nin yakın tarihi ve Mustafa Kemal'in başarı ve yaşam arşivi'' başlığı altında yılın tüm günlerini kapsayan bir takvim yayınladı.''Takvimden bir gün seçiniz ve tıklayınız''diyerek kullanıcıları yönlendiren site, yerli ve yabancı kaynaklardan derlenerek oluşturulmuş fotoğraflar ve bilgilerle Ata'nın gün gün ne yaptığına yer verdi. Sitedeki bilgilere göre, Atatürk 23 Kasım'da Sivas Kongresi'nin ardından Ali Fuat Cebesoy ve Rauf Orbay'la bir değerlendirme toplantısı yaptı. Yararlandığı kaynakları da listeleyen sitede tarihte bugün takviminin yanı sıra Kurtuluş Savaşı kronolojisi, Çanakkale Savaşı fotoğraf albümü, Atatürk'ün sözleri gibi bölümler de kullanıldı.
Author: Mine
•12.11.06

Dün akşam, hangi filme ve hangi sinemaya gideceğimize karar vermeden çıktık evden. 'Bilkent'e gidelim, bakalım orada ne varmış'diyen bendim ama Timur'u oradaki filmler açmadı. Bu sefer, Armada'ya geçelim dedik. Baktık 'Babil' vizyonda. Ama ikimizde film hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Film,hem geç başlıyor ve nerdeyse 2,5 saat sürdüğünü duyunca önce tereddüt ettik ama vazgeçmedik.
Yönetmeni Alejandro Gonzales İnarritu.Kalabalık bir oyuncu kadrosu var. Brat Pitt ve Cate Blanchett dışındakileri tanımıyorum.Çoğu,amatör oyuncu olsa gerek. Yine de, rollerinin hakkını çok iyi veriyorlar. Zaten,filmde başrol oyuncusu da yok. Film,4 farklı ülkede(Fas,Japonya,Meksika ve ABD) geçiyor.Crash(Çarpışma)'da olduğu gibi, kişiler ve olaylar arasındaki bağlantıyı, yavaş yavaş kuruyorsunuz. Abartıdan uzak, gerçekçi bir film. Filmin uzunluğu ise kesinlikle handikap değil, sıkılmadan izledik ve pişman olmadık. Sinemaseverlere tavsiye ederim.
Film hakkında ayrıntılı bilgi için sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Author: Mine
•23.10.06
Son on yıldır bayram demek, nöbet demek olduğu için, ne anlama geldiğini unutmuştum. İlk kez bu yıl, bayram süresince evdeyim. Bu yılda, aile fertleri tarafından, Ramazan ayı boyunca oruçlar tutuldu. Kuş sütü eksik iftar sofraları hazırlandı, yine anneciğim tarafından sahura hamur işleri yapıldı. Ramazan'ın son haftası ise evde temizlik telaşı...Yine annem başrolde. Halılar yıkamaya verildi,ev silinip süpürüldü. Benim anneme hiç katkım yok, hatta taşınma telaşından zararım bile var, odam hala dağınık, eşyalar toplanıyor, son bir gayret.
Bayram gelir de yemeksiz, tatlısız, sarmasız olur mu? Her ne kadar bu yıl yapmayacağım dese de annem, yine baklavalar açtı, tatlı yemekten içi bayılan misafirlere ikram amaçlı zeytinyağlı sarmalar sardı, uzaktan gelenler için de yemekler hazırladı.
Sabah bayram namazı sonrası,babam ve annemle bayramlaşıp,bir aydır yapmadığımız kahvaltımızı yaptık. Ardından,üst kat komşunun çocukları geldiler, geçen bayramda olduğu gibi erkenden.Hemen buyur edip,şekerlerini ve harçlıklarını verdik. Sonra,yeğenim, apartman arkadaşlarını toplamış geldi. Onlara da aynı ilgi. Eskiden,kapı kapı ne çok çocuk gezerdi ve onlar için, dolu dolu şeker, çikolata alırdık. Şimdilerde bayram gezmesine çıkan çocuklara hasretiz. Nerde bu çocuklar?
Hatırlıyorum da,sene 1979-80,Van Çatak'ta bir bayram günü. Her yer rengarenk giyinmiş, ellerinde torbalar şeker toplamaya çıkmış çocuk kaynıyor. O gün fotograf gibi hafızamda. Arzu'nun blogunu okurken aklıma geldi. Eski bayramlarda,çocuklara harçlıkların yanısıra mendilde verilirdi. Şimdi ki çocuklar bilirler mi acaba kimi zaman kenarı oyalı,kimi zaman desenli mendilleri. Geçen gün,eşyalarımı toparlarken,annemin sandığından çıktı birkaç mendil, saklamış annem,çokta iyi etmiş:)
Bu bayram evdeyim, sizleri de beklerim.İyi bayramlar!
Author: Mine
•9.9.06

Kimileri, duygularını ve düşüncelerini yazıya çok güzel dökerler.Ben onlardan değilim. Anatolia'da,1 Eylül'de gittiğim Sezen Aksu ve Hepsi konserini nasıl anlatacağımı bilemediğimden olsa gerek, bir haftayı aşkın süredir yazamadım.
Belki, yeniyetme gençler kızacak ama Hepsi, Sezen Aksu'nun yanında çerez gibiydi:) Konsere onlar başladı,playback şarkılarını danslarla süslediler. Ardından,Sarı Odalar'ı seslendirerek, Sezen aldı sahneyi. Konserinin ilk bölümünde,çiçekli desenli,açık renkli bir elbise, ikinci bölümde ise bu kez siyah zarif bir elbise giymişti. Makyajı da çok güzeldi.Geçirdiği rahatsızlıklardan eser yoktu. Neleri seslendirdi derseniz, Lale Devri, Sitem, İkili Delilik, Ah İstanbul, eski şarkılarından bir potpuri...ilk aklıma gelenler. Beraber yaptıkları şarkıları seslendirirken, Onno'ya da selam göndermeyi ihmal etmedi..Vokalistleri Nurcan ve Cihan'da birer parça söylediler. Sezen'in esprileri,yine çok hoştu. Bu yazın, populer parçası Çakkıdı ile bitirdi, üç nesilin bir arada izlediği konserini. Ah keşke şunu da söylese, diye içimizden geçirdiğimiz ne çok şarkısı olduğunu düşündüm bir an. Onu, beğenenler olduğu gibi beğenmeyenlerde olabilir ama eminim,onlarında hayatında yer etmiş, bir şarkısı veya bir sözü mutlaka vardır diye düşünüyorum.Bence her haliyle, güzel ve özel bir kadın-sanatçı-

Umarım,onu ve onun keşfettiği müzisyenleri(konserinde kendini müzisyen olarak tarifledi) uzun yıllar boyunca dinleriz. Ağzına ve yüreğine sağlık Minik Serçe...
Author: Mine
•4.9.06

Bu karikatürü ilk gördüğümde de çok sevmiştim.Bugün yine karşıma çıktı.Ben de bloga ekledim.