Author: Mine
•8.9.08
Gerçek yaşam öyküleri hep ilgimi çekmiştir. The Diving Bell and the Butterfly’da bunlardan biri. Elle Dergisi’nin editörü Jean-Dominique Bauby, 1995’de 43 yaşındayken serebrovaskuler bir rahatsızlık geçiriyor yani bir tür inme (Locked-In syndrome) Sadece sol gözünüzü kullanarak iletişim kurabiliyor, hatıralar ve hayal dünyasıyla ile de yaşama tutunmaya çalışıyor.
Tedavi olduğu hastanede terapistlerinin sayesinde ilerleme kat ediyor. İlk kurduğu cümle ‘ölmek istiyorum’ken, -kendi deyimiyle- dalgıç elbisesinin içinde bir kelebek olmasına rağmen, Claude Mendibil’in yardımıyla kitabını yazmayı başarıyor.
Film bence çok etkileyici. İlk sahnelerinde sesini duyuramaması, çocuklarıyla plajda buluşma sahnesi, oğlunun onun gözyaşlarını silmesi, babasıyla yaptığı telefon görüşmesi ve hastanede geçen son sahneleri hepsi çok duygu yüklü. Kurduğu hayaller ise görsel şölen. Fazlasını anlatmayayım izleyin görün.
Jean-Dominique Bauby, 9 Mart 1997’de kitabı yayımlandıktan 10 gün sonra hayata gözlerini yummuş. Türkçeye de çevrilmiş bu kitabı okumak isterim.
Bu arada filmin müziklerini de çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
|
This entry was posted on 8.9.08 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

6 yorum:

On 9 Eylül 2008 14:14 , Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Ben sen anlatirken bile dayanamadim, asla bilerek göremem...

 
On 15 Eylül 2008 09:40 , Adsız dedi ki...

Canım bu filmi bende merak ediyorum, bu tip yaşanmış öyküler gerçekten çok etkili oluyor.

Sende tavsiye ettiğine göre süperidr eminim.

sevgiler

 
On 27 Eylül 2008 12:46 , Mine dedi ki...

Alp&Ege'nin Annesi ve Çilek,

Gerçek hayat hikayeleri her zaman ilgimi çeker, mesleğimiz hekimlik olunca izlerken çok zorlanmıyorum. Benzer durumlarla karşılaştığımız çok oluyor.

Çilek'ciğim bu filmi bilmiyorum beğenir misin, çok ağır ilerliyor, sıkılabilirsin. Bir yandan insanı hüzünlendirirken diğer yandan da mutlu eden bir film.

 
On 15 Ekim 2008 14:22 , Adsız dedi ki...

Tevsiyen üzerine hemen filmi alıp izledim canım. Gerçekten kaçmaz bir filmdi. teşekkürler Minecim

 
On 15 Ekim 2008 14:25 , Mine dedi ki...

Beğendiğine çok sevindim Çilek!
Biliyorsun biraz endişe duymuştum önerirken filmi. Sevgiler

 
On 16 Ekim 2008 12:37 , Adsız dedi ki...

Endişlenmene gerek yok, senin tavsiyelerini özellikle tercih ediyorum canım.

Bir de sayfana artık ihmal etme senin yazılarını özledim canım