Author: Mine
•25.4.07


Yedi yıl geçti.
Sormanın zamanıdır...

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in çocuklarının ismini bilen var mı?

Efendim? Duyamadım...

**

Mesela, " Sezer'in kızı Ebru" diye başlayan bir cümle kursam, kaçınız itiraz edebilir, Ebru değil de, Betül diye?
Veya " oğlu Tarık" desem...
Var mı doğrusunu bilen?

Çalışıyorlar mutlaka...
Ne iş yapıyorlar?
Babaları cumhurbaşkanı yahu...
VIP'e girerken gören?

Genişletelim soruyu...
Hayali ihracat yapan yeğeni var mı?
Devlet kredisiyle banka alan kuzeni?
Kayınço?
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun" diye fors yapan müteahhit kanka?
Var mı?

Peki, aile fotoğrafı?
Bıraktık işadamlarını...
Gelin? Damat?
Nerede bu insanların magazin dergilerindeki şatafatlı pozları, televizyondaki görüntüleri, gazetelerdeki röportajları?

Elalemin yatında gören?
Verdimse, ben verdim... Duyan?
Telefon açsa neyse... Kimseye mektup yazdı mı, "hamili kart yakinimdir" diye?

Uzatmayayım...
Bizden biriydi.
Yedi yıl geçti... Hâlâ bizden biri.
Sadece bu mütevazı tablo bile, Sezer'in ne kadar başarılı bir Cumhurbaşkanı olduğunun kanıtıdır.

"İdeolojik" olarak karşı çıkanları, anlarım... "Siyaseten" eleştirenlerin haklı olduğu taraflar vardır, normal.
Ama...
Kırmızı ışıkta durduğu için, yalaka gazetecileri limuzinine bindirmediği için, Köşk'ün mutfağından ithal peyniri çıkardığı için, israf sevmediği için, akrabalarını zengin etmediği için, ayıp denilen kavramın farkında olduğu için, Beyaz Saray'a gidip akıl sormadığı için
"vizyonsuz" deniyorsa...
Hâlâ bu kadar saldırılıyorsa...
Memleketteki utanmazların, ne kadar cesur, arsız ve cüretkâr olduğunun da kanıtıdır.


Yılmaz Özdil, 24 Nisan 2007, Sabah
This entry was posted on 25.4.07 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.

5 yorum:

On 26 Nisan 2007 07:30 , Aybike Ceylan dedi ki...

Selam Mine, Ben Aybike'nin esiyim. Aybike senin, yayinladigin yazini bana okurken aklima bir ufak! detay daha geldi; Oglu Levent'in dugununu Cumhurbaskanligi koskunde yapti ve de dugun saatlerinde harcanan elektrigin parasini cebinden odedi. Sn. Sezer'i gercekten cok ariyacagiz. Boyle bir Cumhurbaskanini tanidigim icin kendimizi gercekten sansli sayiyoruz. Tesekkurler Yilmaz Ozdilin bu guzel yazisini bizlerle paylastigin icin.
Aybike - Sanver

 
On 26 Nisan 2007 14:03 , Timur dedi ki...

harika bir yazı .
bence Sezer olması gerektiği gibi bir cumhurbaşkanıydı .
kendisine bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum .

 
On 26 Nisan 2007 19:11 , Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Bu adamin yazilarini severek okuyorum ama o gazeteye elim alisik olmadigindan kaciriyorum yazdiklarini. Yine altina imzami atacagim bir yazi yazmis. Tesekkurler size de aktardiginiz icin...

 
On 29 Nisan 2007 11:16 , Sanem dedi ki...

Ve ben de ilave etmek istiyorum, trafigin en yogun saatlerinden birinde, yan tarafa bakan sofor cumhurbaskani ile gozgoze gelir, ve selamlasirlar. Kesinlikle yollarin kendisi icin kapatilmasina izin vermemistir, ne de fazladan araba istedigi olmustur. Ama RTE Istanbulda bile trafigi berbat etmesiyle meshurdur, cumartesileri de buna dahildir. Gelen gideni cok feci aratacak.

 
On 30 Nisan 2007 18:17 , Mine dedi ki...

Arkadaşlığınız ve yorumlarınız için hepinize teşekkür ederim.

19 Nisan gecesi, geçtiğimiz yıl Danıştay'a düzenlenen saldırıda yitirdiğimiz Mustafa Yücel Özbilgin anısına düzenlenen konsere katıldım.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi de oradaydılar.Zerafetlerine hayran kaldım.
Saldırı tarihi 17 Mayıs 2006 olmasına rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle anma töreni bir ay öncesine alındı diye düşünmeden edemedim.

Sevgilerimle