Author: Mine
•8.3.08
Bu hafta, kış mevsiminin miskinliğini üzerimden attım. Pazar gününden beri bir faaliyet, bir faaliyet… Eşimi dostumu evimde ağırlayarak onlarla özlem mi gidermedim, uzunca bir aradan sonra tiyatroya mı gitmedim... Derken dün, ’yaşanırsa’ 24 saatin çook uzun bir zaman dilimi olduğunu tekrar hatırladığım bir gün oldu.Onca yorgunluğuma rağmen…
Dün sabah, yine 06.15’de ayaktaydım. Her zamanki gibi koşturaraktan işe gitme. Diğer günlerden farklı olarak kurumumuzun denetimden geçmesi, denetimcinin sormak istediği soruyu, soramadan cevaplamış olmam neticesinde kısacık süren bir denetim:) (Hep böyleyimdir zaten, acelecilik ruhumda var)
İş çıkışı, tıkanan trafiğe rağmen, tam zamanında sinema salonunun önünde olmam ve Ankara Barosu Sinema Kulübü’nun, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için düzenlediği etkinlik çerçevesinde, ‘Persepolis’ filmini izlemem ve ondan sonra da, Burak Aydos dinletisi için Beytepe yollarına düşmem ayrı bir macera.
Kısacası zamanımızın olmadığından hep şikayet ederiz ya, sorun zamanın olmaması değil. Kendi kendimize yarattığımız engeller, bahaneler…
Gelelim filmimize... Persepolis’le ilgili bu bilgiler, Ankara Barosu Sinema Kulübü’nün film tanıtım broşüründen.

PERSEPOLİS




Yönetmen:
Vincent Paronnaud, Marjane Satrapi
Senaryo :
Vincent Paronnaud, Marjane Satrapi
Müzik:
Olivier Bernet
Tür:
Animasyon, Dram
Yapım:
Fransa 2007 (Renkli)
Dil:
Fransızca
Internet adresi:
www.sonyclassics.com/persepolis




Tahran 1978: Sekiz yaşındaki Marjane gelecekte bir peygamber olmanın ve dünyayı kurtarmanın hayallerini kurmaktadır. Modern ve kültürlü ailesi tarafından sevgi ve anlayışla büyütülen Marjane, Şah’ın katı rejimini sona erdiren olayları da ilgi ve merakla takip etmektedir. Diğer yandan ise Yeni İslam Cumhuriyeti insanların nasıl giyinmesi ve davranması gerektiğini kontrol eden yeni Devrim Muhafızları çağını dayatmaktadır.Bu dayatma nedeniyle artık çarşaf giymesi gereken Marjane ise kararını çoktan vermiştir; devrimci olacaktır. Kısa süre sonra Irak ‘a karşı verilen savaş nedeniyle şehir bombalanır. Çatışmaların getirdiği zorluklar ve mahrumiyet,aile üyelerinin ve sevilen kişilerin kaybı Marjane’nin hissettiği psikolojik baskıyı ve korkuyu her geçen gün arttırmaktadır. Gittikçe daha da tehlikeli olmaya başlayan bir ortamda Marjane’nin isyankar karakteri de ciddi problemlere davetiye çıkaracak seviyededir. Ailesi O’nu korumak için Avusturya’ya yollar. 14 yaşındaki Marjane Viyana’da hayatı adına bambaşka bir devrimle karşılaşır; ergenlik, özgürlük ve aşk… Tattığı pek çok heyecanın yanı sıra bir şehirde yalnız, sürgün ve yabancı olmanın zorluklarını da hissetmekte gecikmeyecektir. (http://www.sinema.com/)

Öykünün yaratıcısı Mariane Satrapi, İran’dan 1994’de ayrılıp Paris’e gidiyor. Animasyonla ilişkisini ilerletmeye başlıyor ve 2003 yılında çok satan otobiyografik çizgi romanını yayınlıyor. Kitap, ‘Persepolis:The Story of an Iranian Childhood’adlı ilk cilt ve Avusturya’ya gönderilen İran’lı küçük kızın savaş sonrası eve döndüğünde ailesinin ayakta kalma çabasını anlattığı ‘Persepolis:The Story of a Return’ adlı ikinci ciltten oluşuyor.
Çizgi romanını animasyon filme dönüştürmeye karar veren Satrapi ve ortağı Vincent Paronnaud, öyküyü kurmaca bir animasyona adapte etmek için iki yıl uğraşmış. Uygulama aşamasındaysa ekipte İranlı, İtalyan, Fransız, İngiliz birçok animasyoncu görev almış. Filmi önce ’cell-Animation2 denen klasik teknikle, ardından da bilgisayarda hayata geçirmişler.


İRAN DEVRİMİ HAKKINDA KISA BİLGİ

İran’da devrim,yönetimde demokrasi çağrılarıyla başladı ve dünyanın ilk islam devletinin kurulmasıyla sonuçlandı.
İran toplumunu baştan sona değiştiren İran İslam Devrimi 20. yüzyılın en önemli dönüm noktalarından birisi oldu. İran’ın adeta çehresini değiştiren devrimin hazırlıkları 1978 yılında başladı ama aslında tohumları çok önceden atılmıştı. Halkın yoksullaşması, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve Şah Pehlevi’nin halkçı olmayan politikası, İran halkını Şah’tan ve rejiminden uzaklaştırmış, dine yöneltmişti.
Bardağı taşıran son damla, 1978 yılının 8 eylülünde yapılan bir gösteriye askeri güçlerin müdahalesiydi. Müdahalede yüzlerce kişi öldü. Ülkeyi ayakta tutan petrol sektöründeki işçiler, hem bu kanlı müdahaleyi hem de sıkı yönetim ilanını protesto etmek üzere 9 eylülde greve çıktılar. Grevler kısa zamanda diğer kentlere de sıçradı. Talepleri sadece ekonomik değil politikti. Petrol sektöründe başlayan grevler kısa sürede tüm kurumlara sıçradı. Bankacılar, radyo ve tv çalışanları, bakanlıkların çalışanları da iş bıraktı. 400 banka göstericiler tarafından ateşe verildi.
11 aralıkta başkent Tahran'da 2 milyon kişi yürüyordu ve her yerden 'halk silahlansın!', 'Şah devrilmeli!', "kahrolsun Şah!' sloganları yükseliyordu. Takvim yaprakları 11 aralık 1978'i gösterdiğinde Şah'ın kurduğu düzen el değiştirmişti. Tüm dünya dehşet içindeydi.
Şah, son bir manevrayla bir Kraliyet Konseyi atadı ama bu da başkaldırmış kitleleri durduramadı. 14 ocak 1979'da ülkesini terk etmek zorunda kaldı. 2 bin 500 yıllık şahlığın yerini İslam Cumhuriyeti almıştı. Ancak, Şah'ın ülkeyi terk etmesi ve Bahtiyar'ın başbakanlığa atanması da kitlelerin öfkesini dindirmeye yetmedi. Halk hala sokakta ve işçiler grevdeydi.
Humeyni İran'a döner dönmez bir İslam Devrim Konseyi kurduğunu açıkladı. Burjuvazi, Humeyni'yle ittifak arayışına girmiş ve bir geçici hükümet kurulmasına karar verilmişti. Geçici hükümetin başına ulusal cepheden Bazargan getirilmiş, bütün sol bu hükümeti emperyalizme karşı 'milli burjuva hükümet' olarak ilan ederek desteklemişti. Oysa Bazargan'ın ve humeyni'nin amacı bir an önce grevlere son vermek, devrimin toplumsal dayanaklarını ortadan kaldırmak ve devrimi sona erdirmekti.
Humeyni'nin dini yaklaşımı hiçbir zaman sanayi işçilerini cezbetmedi ve işçiler sonuna kadar İslam Cumhuriyeti'ne karşı oldu. Zaten Humeyni de, ulusal cephe ve Bazargan hükümetini tasfiye etmeden önce işçi hareketini bastırmak istiyordu. Humeyni bir bildiri yayınladı ve tüm işçilerin grevleri bitirmelerini istedi ve ilerleyen günlerde kendisine karşı çıkan tüm muhalifleri ya emperyalizmin ajanı veya siyonist, karşı-devrimci ve İslam düşmanı ilan etti. 30 Mart 1979’da yapılan halk oylamasıyla İran İslam Cumhuriyeti onaylanıyor, Humeyni’de ölene kadar ülkenin tek yöneticisi (fakih) olarak ilan ediliyordu. (İran İslam Devrimi ile ilgili ayrıntılı bilgi için cnnturk.com )

|
This entry was posted on 8.3.08 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site.